Pazar, Ağustos 27, 2006

Kardelen Ne Diyor? Anlayan var mı?

Konya sıcak bir memleket. Bu reklâm başka şehirlerde de yayınlanmış mıdır bilmiyorum. Ancak yayınlandıysa oraların da sıcak olduğu kesin. Malum, yaz ayındayız. Dolayısıyla insanlar suya daha fazla ihtiyaç duyuyor. Ve kardelen. Tam vaktinde ve zamanında hedef kitlesine bir şeyler söylüyor. Buraya kadar her şey yolunda. Ancak ‘Bir şeyler’ söylüyor. Tek bir şey, tek bir 'vaat' değil. İşte burada vah o güzelim paracıklara diyor insan…
Tam sıcaklar artmışken Kardelen çıkıyor sahneye: Metni ya da vaadi; ‘SU İÇSEM YARIYOR.’ ilk reklamının. Onlarca rakibe karşı söyleyebildiği sadece suyun 'yaradığı'; sağlıklı olduğu (!) Hadi ya! Su kime yaramaz ki. Hani nerede rekabetçi mesaj? Yok. Üstelik Amerikanvari bir aile tiplemesini tasarıma konu ederek söylüyor suyun sağlıklı olduğunu. Kimi temsil ediyor ki o aile. Enterasan doğrusu. Neyse dahası var:
Hemen ardından bir kez daha çıkıyor sahneye Kardelen. Bu sefer de diyor ki; ‘SUSUZLUK ANINDA CAMI KIRINIZ.’ Koca megalightta söylediği bu. Hem de bir damacana ve bir çekiç görseliyle destekleyerek. Şimdi ben bir hedef kitle olarak o mesajdan ne anlamalıyım? Çekiçle damacanayı mı kırmalıyım yoksa megaligtı mı? Üstelik damacana plastik, megaligtta da kırılabilecek tek yer megaligtın camı. Megaligtın camını kırarsam su fışkırmaz, yok damacanayı kırsam tekrar damacana almak zorunda kalacağım. Üstelik damacanayı neden kırayım. Alırım bir pompa içerim suyumu. Hiçbir stratejisi olmayan espiri olsun diye yapılmış bir reklâm. İçler acısı. Durun daha bitmedi:
Ara sıra da tramvay giydirmesiyle görünüyor ortalıkta. Yanlış hatırlamıyorsam orada da diyorki; ‘SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN. KARDELEN’ ne oldu şimdi? Bir ay boyunca söylediği üç ‘şey’. Mesaj ne, nereye konumlanmak istiyor? Sağlıklı bir su olarak mı yoksa 'çekiçle' mi? Ne dediği belli değil. Ne strateji var ne vaad.

Oysa o kadar reklâm harcamasına gideceğine bir gerilla pazarlamayla daha etkili olabilirdi Kardelen. Nasıl mı? Aynen şöyle: ‘Susuzluk Anında Camı Kırınız’ ve ‘Su İçsem Yarıyor’ diyeceğine bir vaatte bulunacak ve bedava su dağıtacaktı Kardelen. Amme hizmeti yapacaktı bir nevi. Ama nasıl? Sadece, 'vaadi olan’ bir megaligt ve bu megaligtın dibinde damacanasından suyunu ve diğer reklâm materyallerini dağıtan elemanlarıyla. Düşünün: Şehrin en merkezi yerlerinde satın aldığı megaligtların dibinde soğuk su dağıtacak. Sıcağın altında beyni kaynayan vatandaşa ilaç gibi gelecek su. Ve eğer isterlerse hemen oracıkta abone olacaklar damacana suya. Mükemmel bir gerilla pazarlama olurdu. Çekiçli megaligtı gördüğümde hemen beynimde şimşekler çakmıştı… Kardelen’in karları eriyor ama farkında değil.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Valla öyle bir anlatmışsınız ki şaşa kaldım. Bu işler bu kadar zor muydu? Yaparsın bir reklam olur biter diyodum. Hayret.

Adsız dedi ki...

"Onlarca rakibe karşı söyleyebildiği sadece suyun 'yaradığı'; sağlıklı olduğu (!) Hadi ya! Su kime yaramaz ki. Hani nerede rekabetçi mesaj? Yok."

Bu yorum çok güzel. Rekabetçi açıdan hiçbirşey yapmıyor Kardelen. Sadece piyasada var. Ve üstelik burası onun kalesi. Pazar payının burada bile diğerlerinden, özellikle de Erikli'den önde olduğunu düşünmüyorum...