Cuma, Mart 30, 2007

Aranızda Hafta Sonu Alışverişini Sevmeyen Var mı?

Hafta sonları perakende sektöründe tartışılmaz bir öneme sahip. Marketler tıka basa dolu, herkeste bir telaş, bir yarış var.

Geçen hafta sonu alışverişe gittiğim büyük bir alışveriş merkezi, hafta sonu olması nedeniyle oldukça kalabalıktı. Sanki bedava bir şeyler dağıtılıyor da insanlar birbirileriyle yarışıyorlar.

Kalabalık arasında dolaşırken İstanbul trafiğinde ilerliyormuş gibi hissediyorsunuz: Sağdan soldan önünüze geçiverenler, olduğu yerden yirmi metre uzaktaki halı indirimini okumak için duran ve trafiği aksatan amcalar, arada bir peşine taktığı çocukları market içerisinde koşuşturup duran palyaçolar, istediği alınmadığında annesini deli etmek için bas bas bağıran çocuklar, önce ben geldim kavgasına tutuşan balık reyonundaki huysuz müşteriler, teknoloji bölümündeki müzik sesleri ve daha fazlası üst üste bindiğinde alışveriş çileye dönüşüyor vesselam.

Bunların üstüne bir de sağdan soldan gelen envai çeşit çorba, sucuk-salam, kahve kokuları da eklenince kendinizi bir lokantanın mutfağında zannediyorsunuz. Hatta ara ara biten ya da azalan ürünlerin yenilerini yerleştirmek için lastiği patlamış tır misali reyon arasındaki trafiği kilitleyen paletler de alışverişe eklenince, “Allah’ım ben neredeyim yeter artık bu Çin işkencesi” şeklinde bir protestoyla alışveriş arabanızı olduğu yerde bırakıyor ve öylece çekip gidiyorsunuz.

Kötü bir tabloyu tasvir ettim ama öyle. Napayım. Zaten alışverişi sevmiyorum. Üstüne bir de bu saydıklarım eklenince iyice bir soğuyorum alışverişten. Hele de hafta sonu alışverişlerinden…

Pazartesi, Mart 19, 2007

Akbank'tan esinlenme serisi...

Wings

Ak Sigorta


Türkiye'nin yenilikçi gücü.




Hımmm! Ne düşünüyorsunuz?

Cuma, Mart 16, 2007

Bir arşaıtramya gröe

Ne zamandır bilgisayarımda o klasörden bu klasöre gezinip duruyodu. Belki biliyorsunuz ama yine de paylaşmak istedim:
Bir ignliiz üvnsertsinede ypalın arşaıtramya gröe, kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş. Öenlmi oaln brinci ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyış. Ardakai hfraliren srısaı krıaışk oslada ouknyuorumş. Çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btüün oalark oykuorumuşz. Bakın nasıl da duzgun okudunuz, ilginc degil mi?

Ecobella Home / Kadınlar Günü


Ecobella Home... Hedef kitlemizle iletişime geçebileceğimiz ve duygusal bağlar kurabileceğimiz o kadar çok bahane var ki... İlk önce NTV'deki "Biri Bana Anlatsın"da izlemiştim. "Kadınlar gününüz kutlu olsun" demekten ya da karanfil dağıtmaktan daha öteye gidilebileceğini gösteren ve mis gibi sosyal sorumluluk kokan bir çalışma. Oyuncular süper, hikayeler de yerli yerinde. Tebrikler.
Kare Ajans
(
via)

Çarşamba, Mart 14, 2007

Ariel / Açıkhava

Saatchi & Saatchi / Dubai
(via)

HİÇ BİZİMKİNİ YEDİNİZ Mİ?

Nasıl bir algı yaratmak istemişlerse... “Aman yarebbim” diye başlayan yorumları duyar gibiyim… Nasıl, sizce iş yapar mı?
Yansıma / Konya / Türkiye

Bu reklam kime yaradı?


Selve Gıda’nın pazarlama şefi Sayın Güler soruyor:
Şu Hindistan’daki düğün sezonlarında altın kullanımını anlatan reklam, hangi bankanın reklamı?
Çevresindekilerin büyük bir bölümü TEB diyor. Yani ilk sorulduğunda akla gelen marka ağırlıklı olarak TEB. Yapı Kredi diyenlerin oranı ise çok az. Merak ediyor ve ben de çevremdekilere soruyorum. Hemen hemen aldığım cevapların tümü TEB olduğu yönünde. Hani şu; “Ben esas kredi faizlerinin yükselmesinden korkuyorum hocam.” “Bak elektrik faturasını yatıracaktım… Yine unuttum yaa.” Şeklinde absürt bir anlatımı olan uzmanlik odaklı TEB reklamları serisi var ya? İşte o reklam serisi geliyor sorduklarımın aklına. Yani, Yapı Kredi’nin yukarıdaki reklamı genel olarak TEB’in “Siz paradan daha değerli şeylerle ilgilenin.” diyen reklamlarının devamı gibi algılanıyor.
Bakıyorsunuz ki, her iki banka da aynı ses tonuyla hedef kitlesine sesleniyor. TEB, “Siz paradan daha değerli şeylerle ilgilenin.” Yapı kredi de “Hindistan’daki düğünlerde harcanan altınların altın piyasasını ne kadar etkilediğini düşünmeyin, onu bize bırakın, Uzmanlık Yapı Kredi’de.” gibi bir şey söylüyor. Konu dikkatimi çektiğinde yana yana TEB’in reklamını arıyordum ve enteresan bir durumla karşılaştım: TEB’in reklamları üç ay süreyle tedbiren durdurma cezası almış.
Kaldırma sebebini ve kararı aynen aktarıyorum:
“2007/128- Türk Ekonomi Bankası A.Ş.'ne ait olup, 22.01.2007 tarihinde NTV logosu ile yayın yapan televizyon kanalında yayımlanan “Siz Paradan Daha Değerli Şeylerle İlgilenin” başlıklı seri reklamlardan, iki doktor arasında geçen diyaloglardan oluşan reklamda yer verilen ifadelerle, insan sağlığı alanında hizmet veren hekimlerin, hasta başında geçen para konulu diyalog ile ticari bir reklama alet edilerek rencide edildiği;
Bu durumun, 4077 sayılı Kanun'un 4822 sayılı Kanun'la değişik 16ncı maddesi hükmüne aykırı olduğuna, reklam veren Türk Ekonomi Bankası A.Ş. hakkında söz konusu reklamları üç ay süreyle tedbiren durdurma cezası verilmesine karar verilmiştir.”
Reklamların yayını durdurulmuş amma velakin, sanki YapıKredi'nin reklamı TEB’e yaramış gibi. Yanılıyor muyum? Bu arada eğer merak ediyorsanız buradan durdurma cezası almış reklamları öğrenebilir, TEB’in reklamlarını da reklamlartv’den izleyebilirsiniz.

Salı, Mart 13, 2007

Mc Donal’s / MaxBurger

Mc Donal’s’ın MaxBurger reklâmını görmüşsünüzdür. Global düşün yerel hareket et felsefesinin çok güzel bir örneği. Kültürümüze esprili bir şekilde göndermeler yapmışlar. Kullandıkları müzik de çok hoş. “Ateşi ilk biz bulsaydık önce mangal yapardık, aya ilk biz çıksaydık doyasıya kutlardık, ilk robotu biz yapsaydık, adını kanka koyardık. Peki, hamburgeri biz yapsaydık köftesi okkalı, sarımsaklı soğanlı ekmeği de esaslı yapmaz mıydık? Mc Donald’s’dan MaxBurger. Türk usulü hamburger. Yeni acı sosumuzla da iyi gider.” Ancak bu reklâmı ilk izlediğimde daha başında aklıma gelen marka nedense Cola Turka’ydı. Hep beraber güleriz hep beraber ağlarız reklâmının devam versiyonu zannettim ama yanılmışım. Reklâm içimizi gıdıklıyor, çok hoş bir anlatımı var ama hamburgeri ilk biz yapsaydık adını Maxburger koymazdık gibi geliyor bana. Yanılıyor muyum? Ekmek arası gibi bir şey olurdu herhalde…

Salı, Mart 06, 2007

İki bardak çayla ne kazanabilirsiniz?

Geçtiğimiz hafta sonu arkadaşımla birlikte gençlerin uğrak mekânlarından birine atıştırmaya gittik. Mekân MC’in Türkiye versiyonu. Sadece menüler Türk abur cuburlarından. Menüden ekmek arası tavuğu seçiyor ve eğer doymazsak ardından da ekmek arası köfte alırız diyoruz. Kendimizi daha baştan koşullandırdığımız için haliyle doymuyoruz ve ekmek arası köfte de istiyoruz. Ancak, bu menüdeki kola yerine çay alıp alamayacağımızı sorduğumuzda “tabiki efendim” diye bir yanıt alıyoruz. O halde çayı köftelerle birlikte değil de bittikten sonra alalım da bir keyif çayı içmiş olalım diyoruz. Ona da çok nazik bir şekilde “tabii” cevabını alıyoruz. Köfteleri iştahla götürdükten sonra çaylarımızı rica ediyoruz ama henüz demlenmekte olduğunu ve en az yarım saatte demleneceğini öğreniyoruz… Tabi bu sırada "özür"ler, "kusura bakmayın"lar havalarda uçuşuyor. Hımm, o zaman çayın yerine başka bir içecek alalım diyoruz ve ardından kolalarımız nazik bir şekilde servis yapılıyor. Kolalarımızı içtikten sonra tam kalkmak üzereyken bir de bakıyoruz ki başka bir garson elinde çayla masamıza geliyor. Garson tam çayların servisini yapacakken diğer garsonun çayın yerine kola servisi yaptığını dile getirdiğimizde, garson çayları geri çekip “yaaa öylemiii tamam o zaman” şeklinde bir tepkiyle çayları götürüyor.
Şimdi, ders 1: Bize çayın demlenmekte olduğu söylendikten hemen sonra yan taraftaki masaya çay servisi yapılıyor. / yalan - tutarsızlık.
Ders 2: Çayın demlenme süresi hakkında az çok fikrimiz var; yarım saat çok uzun bir süre. Çaktırma, çayın ne zaman demlenebileceğini müşteri bilmez. / Müşteri kazdır.
Ders 3: Masamıza kadar gelen çay, “yaaa öylemiii tamam o zaman” denilerek geri mi götürülmeliydi, yoksa “önemli değil efendim, bunlar da bizim ikramımız olsun” şeklinde bir üslupla ikram edilen iki bardak çayla memnun mu edilmeliydik? / Müşteri memnuniyetsizliği.
Kendimizi fazla kasmamıza gerek yok. Sadece marka olmanın asgari gereklerini yerine getirmeyi bilelim. Bu işletme iki çaydan mı oldu yoksa iki müşteriden mi? Yoksa daha da fazlasından mı?