Pazar, Nisan 15, 2007

Avrupa'nın en kârlı bankası, birazcık gülsen...

Ziraat Bankası, 2005 yılında Avrupa'nın birinci, dünyanın ise dokuzuncu en kârlı bankası olmuş. Ayrıca 2006 yılı net kârı 2,1 milyar YTL olarak bankacılık sektörünün en yüksek kârını elde etmiş…

Kredilerden, mevduatlardan, temettülerden, kredi risklerinden, hazineyle ilişkilerden vs. bankacılık terminolojisinden anlamam, bu konularla ilgili bir bilgi birikimim de yoktur. Ancak bildiğim bir şey var. O da sadece mali büyüklükle marka olunamayacağı. Bir markanın değerini ölçmek için markanın mali büyüklüğünün yanında fiziksel özellikleri, marka imajı, marka farkındalığı, marka sadakati, ürünün kalitesi, pazar payı gibi kriterler de dikkate alınır. Bu bağlamda söyleyeceklerim var...

Bankaların bizlerdeki kalite algısını oluşturan diğer birçok kriterle birlikte en önemli olanı müşteri ilişkileri. Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıf Bank, Akbank, Yapı Kredi, İş Bankası, HSBC, Garanti Bankası, Finans Bank ve diğerleri. Sizin algınızda neredeler?

Geçen hafta, üç senedir sadece kiramı yatırmak için gittiğim Ziraat Bankası’na yaklaşık yarım saatliğine misafir oldum. Bu misafirliğin her dakikasını anlatmaya çalışsam satırlar almaz, o yüzden sadece beş dakikasını sizlerle paylaşacağım...
Yarım saatlik bir beklemenin ardından sıramın gelmesiyle birlikte vezneye yöneldim ve benden önce işlem yaptıran bir amcayla veznedeki personel arasında geçen diyaloğun son cümlelerine kulak misafiri oldum. Amcanın; “hadi kardeş yapıver be” şeklindeki ricasına görevli; “Abi bi işlem yaptırıyon bi iptal ettiriyon. Daha bişey yapamam. Sen de karar ver artık ya!” şeklinde sinirli bir üslupla karşılık verdi. Bu sırada ben de cebimden paramı çıkartıyor ve bir taraftan da acaba ben nasıl bir sorunla karşılaşırım şimdi diye senaryolar kuruyordum. Öyle ya; veznedeki görevli sinirlenmişti. Her an ben de nasibimi alabilirdim. Neyse, amcam vezneden ayrılınca sıra bana geldi. “Senin neydi” şeklindeki bir sorunun muhatabı olarak, -içimden dakika bir gol bir şeklindeki bir telaşla- sadece “şeyy, kira yatıracaktım” diyebildim. Adından nereye ve hangi hesaba yatıracağımı da dile getirdikten sonra parayı uzattım. Görevli işlemleri yaparken, C Blok No:38 şeklinde bir açıklamayı da dekonta eklemesini rica ettim. Benim ricama görevlinin cevabı ise; “niye?” şeklinde alaycı bir soru oldu. İçimden haydaaaa! diyerek; ev sahibim ve emlakçım özellikle bu notun eklenmesi hususunda uyarılarda bulundular ve bundan önce yatırdığım tüm kiraların dekontlarında bu şekilde bir açıklamanın olduğunu söyledim. Ne var bunda, o kadar zor bir şey değil, sadece üç satırlık bir yazı yazacak. Daha önce yazılabildiğine göre şimdi de yazılabiliyordur.
Bunun üzerine görevli; böyle bir açıklamaya gerek olmadığını, sadece ev sahibinin isminin yazılmasının yeterli olduğunu söyledi. Ben de; “Beyefendi, ben üç senedir bu banka aracılığıyla kira yatırıyorum ve her seferinde aynı açıklamanın yazılması için ricada bulunuyorum. Ve şimdiye kadar hiçbir görevli bana bu konuda zorluk çıkarmadı. Sebebini bilmiyorum ama bana bu şekilde yatırmam konusunda ev sahibim ve emlakçım tarafından sürekli hatırlatmalar yapılıyor, lütfen yazabilir misiniz?” dedim.

Benim bu açıklamam ve yinelediğim ricam üzerine de banka görevlisi; “buradaki hiçbir arkadaş böyle bir not düşmez dekonta, benden iyi mi biliyorsunuz!” şeklindeki cevabıyla iyice çileden çıkardı beni.
"Ya bakın beyefendi gayet açık bir şekilde izah ediyorum size, daha önceki dekontlarımda da böyle bir açıklama var. İllaki getirip kanıtlayayım mı size? Ayrıca işinizi öğretmek gibi bir kaygım yok. Tabiki benden iyi biliyorsunuz. Onun için ki şu anda o masada siz oturuyorsunuz. Ve o masada oturduğunuza göre bilmelisiniz ki benimle bu şekilde bir diyaloğa girmemelisiniz. Sizden rica ediyorum siz ise ters cevaplar veriyorsunuz. Hangi mantıkla böyle birşey yapıyosunuz anlamadım. Ayrıca az önceki amcaya sinirlenmiş olabilirsiniz ama onun acısını benden çıkaramazsınız. Bırakın acısını çıkarmayı, bana bunu yansıtmaya bile hakkınız yok. Siz nasıl "niye?" şeklinde alaycı bir soru soruyosunuz ki? Ben geri zekalı mıyım? Size ne canım öyle istedi. Üstelik bir de çok sinir bozucu bir şekilde konuşuyorsunuz. Siz kimsiniz yaa..." şeklinde bir tartışmaya girebilirdim ama ne gerek var. Derin bir nefes alıp yukarıdaki cümleleri boğazıma dizerek, dekontu aldım ve bir daha gelmemek üzere çıktım bankadan…

Kim olursa olsun herhangi bir müşterisine “ya ağabeycimm” , “niye?” , “bana işimi öğretme” şeklinde azarlayan üsluplarla hitap eden bir “banka”, istediği kadar kâr etsin, istediği kadar Avrupa’da birinci olsun…

Hiç yorum yok: