Pazar, Eylül 17, 2006

Erken kalkan yol alır.


Toprağa bir gün arayla iki tohumun düştüğünü farz edin. İlk düşen ikincisinden daha evvel uzar gider değil mi? Her mevsim ilk tohum diğerinden daha uzun ve daha güçlü olur. Bir asker ocağını düşünün. İlk gelen her zaman daha avantajlı olur değil mi? Kendisinden sonra gelenlere kök söktürür. Bir banka sırasını düşünün. İlk gelen ilk önce parasını alır değil mi? Parasını alıp giderken alaycı bakışlarla sıradakilerin motivasyonunu mahveder. Ve bir düşünün: Erken kalkan yol alır değil mi?


Pazarda da bu böyledir. En güçlü olan, pazara ilk giren her zaman ayakta kalır ve pazarın lideri olur. Ancak ilk olduğunu ve liderliğini beyinlere kazıdığı sürece.

Coca cola 120 yıldır kola pazarında bir numaradır. General Electrick de 104 yıldır elektrik ampülünde. İlk olmanın getirdiği iki olgu, birinciye her zaman avantaj sağlar. Bunlar birincinin en iyi olarak ve arkasından gelenlerin birincinin taklidi gibi algılanması. Coca Cola’nın yanında Pepsi ve Cola Turka, Turkcell’in yanında Telsim ve Avea gibi.

Zihinlerde ilk olursanız yaşadınız; tüketiciyle aranızda zihinsel ve duygusal bir bağ oluşturursunuz, yok eğer sadece piyasada ilk olmakla kalırsanız yok olur gidersiniz. Dünyanın ilk televizyon üreticisi Du Mont’u kim biliyor? Ya da ilk otomobili üreten Duryea’yı?

Şans her zaman ilkten yana olur:
Amazon.com ilk online kitapçı,
CNN ilk kablolu haber şebekesi,
Durecell ilk alkalik pil,
Nike ilk atletizm ayakkabısı,
Playboy ilk erkek dergisi,
Swatch ilk moda kol saati,
Time ilk haftalık haber dergisi…

Pazarda ilk olmanın yanında ayrışıma giderek yeni bir kategori oluşturabilir ve oluşturduğunuz kategorinin lideri konumuna da gelebilirsiniz. Yukarıda da değinildiği gibi ilk olduğunuz ve bunu tüketicinin zihninine kazıdığınız anda şans size gülmeye başlar. Her zaman arkanızdan gelenler sizi taklit etmiş gibi olur ve siz ilk olmanın avantajını en iyi olarak algılandığınız için söke söke kullanırsınız.

BMW ilk sürüş makinesi,
Volvo ilk güvenli otomobil,
Porsche ilk pahalı spor otomobil,
Mercedes-Benz ilk pahalı ithal otomobil,
Jeep spor amaçlı araçlar,
Wolkswagen küçük otomobiller, gibi…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bazen ilk olsanız ve her ne kadar hedef kitlenin beynine kendinizi kazımaya çalışsanız da amacınıza ulaşamıyorsunuz. Tüketiciyi anlamak çok zor. Ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. Bir taraftan yakasanız diğer taraftan kaçırıyorsunuz. Eliniz ayağınız bağlanmış bir şekilde karşı kaldırımda yeni açılan mağazanın sizi batırmasını öylece izleyiveriyorsunuz... Evet aynen öyle. Ne dediysem hangi kampanyayı yaptıysam da tutmadı. Anlamadım gitti... verdiğiniz örnekler her ne kadar büyük firmalar için de olsa sonuçta problemler ve pazarlar hep benzeşiyor. vs. vs.